John Fowles-Büyücü Kitap Yorumu
Kitap okumayı bıraktığım dönemde yolumuz kesişti bu kitapla.. Nicholas Urfe adındaki iyi eğitimli bir İngiliz'in Yunanistan'daki bir adada işe başlamasıyla başlıyor her şey..
Kitaba başlarken gerçekten ama gerçekten hiçbir beklentim yoktu. Başladığım her kitabı yarım bırakan ben bu kitapla yeniden okumaya döndüm.
Büyücü, 20. yüzyılın ortalarında yazılmaya başlanmış ve yaklaşık 7 yıl kadar süren bir yazım sürecinden sonra basılmış. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yazıldığı için savaş dönemine de pek çok gönderme yapılmış. Savaş döneminin izlerini taşıyor ve bazı bölümlerde de geçmişten hikayeler var..
Kitabı okumaya başladıktan sonra bir anda her şeyin ortasında buluveriyorsunuz kendinizi.. Akıcı bir anlatıma sahip ve orta sınıf bir entelektüelin sorunlarını anlatıyor.
Yazar psikolojik çözümlemeleriyle karakteri tamamen özümsememizi ve hatta onunla beraber düşünmemizi istemiş. Karakterle bir olup, baktığımız pencereden bizi çekip alıp bambaşka bir manzaranın olduğu pencerenin önüne çekivermiş.
Nicholas'ın bir tür kaçış olarak baktığı Pharox adası onun için kafa dinleyeceği bir yer olmaktan tamamen çıkıyor. Bekleme Odası adı altında gittiği malikanede Conchis ile tanışıyor. Onun eşliğinde bir oyuna dahil oluyor. İçinden çıkması zor olan ilginçliklerle dolu olan bir oyuna..
Nicholas karakteri ne kadar belirgin hatlarla çizilmiş biriyse, Conchis karakteri yaşlı ve bilge gözleriyle insanın aklını başından çekip alan, belirsizliğiyle insanı hayattan bezdiren birisi.. Çeşitli zihinsel oyunlarıyla baş karakterimizin üzerinde yarattığı izlenim ve psikolojik oyunlar beni hayrete düşürdü. Hatta bırakın Nicholas'ı ben bile Conchis'in oyunlarına kandım. Neler olduğunu çözeceğim diye saatlerce kafa patlattım..Yazar sadece kendi yazdığı karakterini değil okuru da parmağında oynatıyor. Bu zeki yaklaşım karşısında ağzım açık kaldı.
Nicholas'ın belkide en çok ikilemde kaldığı kadın erkek ilişkilerine yaklaşım biçimi ise oldukça ilginç ve farklı yönleriyle ele alınasıydı. Baş karakterimizin kendi karmaşası içinde bir pırıltı yakalamak hiç de zor değil.
Neredeyse her konudan fikirleri ön plana çıkararak uzun diyaloglar yazılmış olması diğer insanların aksine benim hoşuma gitti. Zekice yazılmış ve doyurucu bir şekilde sunulmuş olduğunda ben diyalogları okumaktan keyif alıyorum. Kitaptan sadece edebi bir haz almadım aynı zamanda pek çok yeni şey öğrendim. Yerinde tespitlerle karşılaşıyorsunuz. Fikir dünyanızda fark yaratacak bir kitap. Epey uzun bir kitap ben de yaklaşık olarak 2 haftada falan okudum. Staj dönemime denk gelmeseydi belki daha bile kısa sürede okurdum. Kitabın uzun olması sizi hiç etkilemiyor bile. 700 değilde 1500 sayfa olsa bile okunurdu. Hiç beklemediğiniz anda tüm kartların yeniden karılıp dağıtılıyor olması ise okuyucuyu kitapta tutan bir dinamik..
Mitolojik ve edebi göndermeleriyle okuma zevkiniz katlanıyordu. Özellikle edebiyata ve mitolojiye dair pek çok not aldım.. Bende öyle büyük bir doyum ve haz oluşturdu ki bazı noktalarda okurken kendimden geçtim bile denilebilir.
Kitap bittikten sonra çok uzun bir süre etkisinden çıkamadım. İnanın aklınızın sınırlarını zorlayan bir kitap.. İnsanın kendini keşfetmeye çıkmasını bu derece güzel anlatan bir yazın okumamıştım. Benim kişisel yolculuğuma da çok faydası oldu. Arayışın ne olduğunu ve nasıl yönlendirilebileceğini de anlatan bir kitap.
Benim için sadece bir roman değil. Belki de defalarca defalarca okuyabileceğim bir rehber niteliğinde.. Gerçekten üstüne düşünebileceğiniz bir zaman diliminde okumanızı kesinlikle önerdiğim bir kitap. Herkese böylesine güzel kitaplar dilerim. Kitaplı kalın....
Not:Eğer istenirse bu kitap için spoilerlı bir yorum da yazmayı düşünüyorum. Eğer isterseniz bana mesaj veya blogun altındaki iletişim formundan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder