Barış Bıçakçı-Bizim Büyük Çaresizliğimiz Alıntıları
''Birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? Benim
aklım hep o günlerdeydi. Ne olmuştu o günlere? Yaşanan şeyler ne olur Çetin,
nerede durur? Hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. Tozlu
tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını
çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. Geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu
hatırlamak mıdır? başka bir eylem yok mu, olamaz mı?''
Alıntılar yazılarını pek yazmayı düşünmesem de yazmamı
istedikleri için yazmaya karar verdim. Herkesin beğendiği cümlelerin mahrem
olacağını düşünüyorum. Özel bir şeymiş gibi geliyor. Bilemiyorum.En sevdiğim
kitaplar arasında başı çeken kitaplardan biri olan :Bizim Büyük
Çaresizliğimizin bendeki değeri çok ama çok büyük. En sevdiğim karakter Ender..
Ender karakteri için sayfalarca yazı yazabileceğimi biliyorum ve bunu biliyor
olmak beni mutlu ediyor. Bizim Büyük Çaresizliğimiz kitabını okumayanlar için
birkaç şey söylemek istiyorum.
Bu kitap insanlığın yaşamı boyunca görebilecekleri ufak
ayrıntıları gözünüze sokmadan ufak ufak ön plana çıkarıyor. Sadece içinde aşk
olan bomboş ve aciz romanlara benzemiyor. Dostluk kırıntıarı, çocukluk anıları
ve en çok da bir benliğe dönüş hikayesi.. Önceki yazılarımı eğer okumuşsanız
Bizim Büyük Çaresizliğimiz Kitap yorumu adlı yazımı mutlaka görmüşsünüzdür. O
yazıda da belirttiğim gibi sıradan bir romandan çok daha fazlası olan bu kitap
okunduğunda size siz fark etmeden bir sürü şey katacak. Kattığı şeyler ise
işinize çok yarayacak.
Bu kitap hakkında başka insanlarla konuştuğumda bana çok
abarttığımı ve kitapta o kadar da güzel olan bir şey olmadığını söylüyorlar.
Benim fikrimce insanlar benim yazımı okuduktan sonra çok büyük beklentilerle
başlayıp fos çıktığını düşünüyor olabilir. Oysaki ben bu yazıları sizin
beklentinizi yükseltip kitabı beğenmemenizi sağlamak için değil kitabı
sevdirmek için yazıyorum. Benim her zaman söylediğim iki kelime
vardır...''DÜŞÜNCE DENİZİ'' Bu iki kelimeyi her zaman çok sevmişimdir. Hayat
felsefemi bir cümleyle özetlemek gerekirse de:
Düşünce denizinizde boğulmamak için iyi kitaplar okumalıyız.
diyebilirim.
Alıntılar diyordum nerelere geldim. Bu kitapta oldukça fazla
vardı. Zaten okuduğum kitabı elinize aldığınızda post-itlerle kaplı olduğunu
fark etmek çok zor olmasa gerek.
• Benden
okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum,
hâlâ öyle!
•İnsan
psikolojisinin dolambaçsız yollarda yürüdüğünü , en kestirmeyi seçtiğini
düşünüyordun
• Sen
dostum, sen hiçbir şey belli etmiyordun. Bilirim, ulaşamamak seni altüst etmez,
sen ulaştığın şeyi kaybedersen dağılırsın.
• Her şeyin
geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi?
Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına
kim inandırabilir?
•Neden bir
de rüya görürüz? Her şey olup bittikten sonra neden bir de rüya görürüz?
Karmaşanın, keşmekeşin, hayatın yorucu zenginliğinin içinde eksik kalan nedir
ki, uykunun kuytusunda ille de tamamlanması gerekir? Rüyamızda, birbiriyle
ilgisiz gibi görünen ayrıntıları bilincimiz önden gürültülü bir lokomotif gibi
çekip bir yere, örneğin bir anlama mı götürür? Yoksa o ayrıntılar bilincimizin
balonuna batan iğneler midir?
•Hangi
heykelci yarattığı heykele bir de tutup aşık olmaz!
•Yaşamak
aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir
hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil, yaşayan bir insan bağlar.
•Hareket
etmezsen acı üzerinde birikir.
• Daha önce
de söylemiştim, bir kere daha söyleyeceğim: Yaşamak aslında birbirinden kopuk
yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf
albümü değil yaşayan bir insan bağlar. Langırt masası, bu nedenle önemlidir.
•Okuduğum
kitaplar yüzünden duygudaşlık hastalığına yakalanmasaydım Çetin, ben de sana kızabilirdim.
Yorumlar
Yorum Gönder