Kitap Okuma Tarzım Nasıl Değişti? Nasıl Gelişti?- Günü Birlik Yazılar
Çoğu zaman "Kitap okumaya nasıl başladın? Ne zamandan beri okuyorsun? Seni okumaya iten kitap neydi? " sorularıyla karşı karşıya kalıyorum. Bu soruların ise cevaplarını hiç ama hiç bilmiyorum. Her zaman kitap okumayı çok severdim ve kitaplara karşı özel bir ilgim vardı.
Benden yedi yaş büyük ablamın okuduğu kitapların da bunda etkisi vardı elbette.. Ben okuma yazma bilmiyorken ablamın kitaplar okuması benimse okuma yazma bilmediğim için kitaplardan bir şey anlamadığıma üzüldüğümü de silik de olsa hatırlıyorum.
Bu blogda neden kitap okuduğumdan ve neden farklı türlerden kitap okuduğuma hatta bu alışkanlığı nasıl kazanabileceğinizden bahsettiğim yazılar var. Eğer okumadıysanız okumanızı isterim..
Nasıl okumaya başladığımı tam olarak bilmesem de çocuk kitaplarıyla başladığım kesin. Ailemin de destekleriyle istediğim kitabı okuyabilmek ilk başlarda bu alışkanlığı kazanmama vesile olduğunu da düşünüyorum. Okuma zevkim zaman geçtikçe ve elbette ben büyüyünce inanılmaz değişiklik gösterdi. Öncelerde okuduğum yazarların kitaplarının bana artık yetmediğini geçen günlerde fark ettim. Okuduğum kitap beni yeterince edebiyata doyurmuyor gibi hissettiğimde çok şaşırdım. Oysaki önceden çok sevdiğim birinin kitabını okuyordum ve bana boş ve yavan geliyordu. O anda bu yazıyı yazmaya karar verdim. Eskiden okuduğum fantastik, bilim kurgu ve genç yetişkin kitapları bana yetmiyordu. Bu yüzden edebi yönü daha yüksek ve hatta kurgu kitaplardan ziyade kurgu olmayan kitaplara merak saldım.
Kitap okumanın en başında ise işe çocuk kitapları ve ilkokul öğretmenimin bizden okumamızı istediği kitapları okuyarak başladım elbette.. Ama sonrasında görüyoruz ki bu benim için bir tutkuya dönüştü. İlkokulda daha bilindik çocuk kitapları ve tabii ki Gülten Dayıoğlu'nun çocuk kitaplarını okumaya bayılıyordum.

Şu anda da çocuklara şiddetle önerdiğim kitaplardan biridir. Geçen gün yeni baskısını bir kitapçıda görmüştüm. Benim hayallere dalmamı sağlayan bu kitabın pek çok çocuğun benim yaşadığım o coşkuya kapılmasını sağlayacağını düşünüyorum.
Şu anda belki kapağı ve baskısı çok daha güzel kitaplar vardır. Elbette buna şüphe yok fakat zihni bu denli besleyebilecek bir kitaba da sırf dışı diğerleri kadar süslü olmadığı için okunmaması haksızlık olurdu.
Percy Jackson ile de bu sıralarda tanıştım. Yunan mitolojisi ve fantsatik edebiyat en sevdiğim tür haline gelmişti. Hayallerimi süsleyen melez kampına gidebilmek istiyordum. Elbette böyle bir şey olmadığını bilsem de orada olduğumu hayal etmek bile mükemmel keyif vericiydi. Bu kitaplar da hayal gücünü besleyen kitaplar arasında.. Hayal gücümün bu denli geniş ve hatta uçsuz bucaksız olmasının nedenini ise bu kitaplara borçluyum. Percy Jacksonları yine olsa yine aynı heyecan ve aynı keyifle okurum. Rick Riordan'ın da dilini çok ama çok severim zaten.
Bu kitapları okuduktan sonra o zamanların epey ses getiren kitaplarında vampir rüzgarı esiyordu. Değiş tokuş yöntemiyle Vampir Akademisi Serisini okuduktan sonra o seriyi de çok ama çok beğenmiştim. Belki şu anda okuduğumda asla sevmeyeceğim kitaplar o anki yaşımda en sevdiğim kitaplar haline gelmişti.
Onun ardından ablam Açlık Oyunları Serisi ile beni tanıştırdı. Açlık Oyunlarıyla ise "distopya" kavramıyla tanışmış oldum ve bu iki seriyi elimden düşürmez oldum. Başa sarıp sarıp okudum. Açlık Oyunlarınının üç kitabını da en az beş on kere okumuşumdur.
Ülkemizde duyulmuş olan ilk distopya serilerden biridir ve pek çok kişide okuyup beğenmiştir. Ortaokulun sonlarına doğru da Açlık Oyunlarını okuduktan sonra ben iyiden iyiye kitaplara bağlanmıştım. O zamanlarda pek çok kitap okumuştum ama bende en çok yer eden seriler bu üç seridir. Daha sonrasında biraz Türk Edebiyatı okumaya başladım ve Zülfü Livaneli'nin kitaplarını okumaya başladım. Hatta Zülfü Livaneli'den okuduğum ilk kitap Serenad olmuştur. Kitabın bendeki yeri çok ayrıdır. Canan Tan, Ayşe Kulin, Ahmet Ümit ve Debbie Macomber'in kitapları... Her telden çalmışım ortaokul ve liseye geçiş dönemimde..
Sonrasında ise okudukça okuyan bıkmayan ve gittiği her yere kitapla giden birine dönüşmüştüm.
Bundan çok keyif alıyorum ve hayatım boyunca düzenli bir şekilde sürdürebildiğim tek şeyin kitap okumak olması beni kitaplara daha çok bağlıyor.
Geçmişte ben de insanların bunları neden okuyorsun bunlar sana bir şey katmaz ki dediği kitapları okuyordum ve bu umurumda bile değildi. Onları okumaya devam da edebilirdim. İnsanları okuduğu kitaplarla yargılamaktan vazgeçin. Okuma alışkanlığını belkide yaftaladığınız kitaplarla edinip sizin çok beğenip övdüğünüz kitaplara sizden daha çok hakim olabilir.
Lisede ise yine okuma yaşamıma farklı kitaplarla devam ettikten sonra instagramda bookstagram hesabı açtım ve yavaş yavaş orada kitap yorumları yazmaya başladım. Bu işi çok ama çok sevdim ve bu blogu açtım. Burada yazmaya devam ettim. Şu anda da daha aktif bir şekilde orayı kullansam da blog yazmayı da seviyorum.
İnstagramdaki hesabımda ilk yorumumu ve ilk çektiğim fotoğrafı görebilirsiniz. O fotoğrafa ve yoruma baktıktan sonra gelişimimi görüyorum.
Okuduğum kitap gelişimimi oradan devam edecek olursam Zülfü Livaneli'yi yıllarca çok sevdim ve kitaplarını okudum. Hala da sever ve okurum.
Ankara Kızılay'daki Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesine üye oldum ve oradan da kitaplar okumaya başladım. Adnan Ötüken de gittiğim ve üye olduğum ilk kütüphane olduğu için yeri ben de çok ayrıdır. Pek çok yazarla ve pek çok kitap karakteriyle orada tanıştım. Şu anda üniversiteyi başka şehirde okuduğum için pek kullanamıyor da olsam gitmeyi ve orada zaman geçirmeyi çok sevdiğim bir yerdir. Liseyi de genç yetişkin, fantastik bilim kurgu ve Türk edebiyatı okuyarak geçirdikten sonra dünya edebiyatına merak saldım ve ilgimi çeken her kitabı okumaya başladım. Bu günlerde ise kitap konusunda biraz daha seçiciyim. Ne okumak isteyip ne okumak istemediğimi öğrendim. İçinde psikolojik çözümlemelerin çok olduğu kitapları daha çok seviyorum ve buna dikkat ederek kitaplar okumaya çalışıyorum. Yakın zamanda zihnimin daha ferah ve boş olduğunu hissettiğimde belirli aralıklarla Rus klasiklerine başlamak istiyorum.
Her kim ne okuyorsa okusun. Benim kitap okuma yolum oldukça uzundu.. Kısaca anlatmaya çalıştım. Bilmiyorum ne kadar aktarabildiğimi ama ilk başladığımdan oldukça farklı. Her kitap ve her kelime bana bir şey kazandırdı. Yakın zamanda şimdiye kadar okuduğum kitaplardan koca bir okuma listesi hazırlayacağım. İlginizi çeken kitapları okumanızı ve hatta elinizden dahi bırakamayacak duruma gelmenizi diliyorum. Herkese iyi kitaplar dilerim...Kitaplı kalın..
you wrote good. I like your writing. your thoughts are clear and you are growing on the right direction. keep writing. best wishes for you!
YanıtlaSil